Müslüman Olan Fransız Düşünür: Garaudy
ROGER GARAUDY BİYOGRAFİSİ
Roger Garaudy, 17 Temmuz 1913’de doğdu.
1952 yılında Sorbonne Üniversitesi'nden edebiyat dalında eğitim almasının ardından 1954’te SSCB Bilimler Akademisi'nde doktor unvanı aldı.
Fransız Komünist Partisi'nde etkin bir konumda yer almasının ardından bu partiden ayrıldı. Fransa Parlementosu'nda milletvekili, meclis başkan yardımcılığı, milli eğitim komisyonu üyesi ve senatör olarak görevde bulundu. Ardından profesörlüğe devam etti.
Emekliliğinde birçok akademik eser yayımlayan Garaudy, 1982’de Müslüman oldu.
Fransız düşünür ve yazar, 13 Haziran 2012’de vefat etti.
ESERLERİ
- Dünyadaki Tek Medeniyet Batı Değil
- Le Terrorisme Occidental (Batı Terörizmi) (2004)
- Mythes fondateurs de la politique israélienne (İsrail'in kuruluşundaki mitler) (1995) - Bu kitabında savunduğu antisemitik görüşler Fransız ceza kanunlarına göre suç teşkil eder.
- Avons-nous besoin de Dieu? (Tanrı gerekli mi?) (1993)
- Karl Marx (1972 ve 1977) - On bir dile tercüme edilmiştir.
- Pour un Modèle français de socialisme (Sosyalizmin bir Fransız modeli üzerine) (1968)
- Lenine (1968) - İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, Portekizce’ye tercüme edilmiştir.
- La pensée de Hegel (Hegelin düşüncesi) (1966) - İspanyolca, Portekizce, Arnavutça ve Yunanca'ya tercüme edilmiştir.
- Marxisme du XX siècle (20.yy Marksizmi) (1961) - Norveççe, İngilizce, Türkçe, Çekçe'ye tercüme edilmiştir.
- Dieu est Mort (Tanrı Öldü) (1962) - Hegel üzerine inceleme. Almanca ve İspanyolca’ya tercüme edilmiştir.
- Perspectives de l'homme (İnsanın Ufukları) (1955) - Sırbo-Hırvatça, İspanyolca, Lehçe, Portekizçe’ye tercüme edilmiştir.
- Theorie materialiste de la connaissance (Materyalist Bilgi Teorisi) (1953) - Çekçe, Rusça, Almanca ve Japonca’ya tercüme edilmiştir.
- Les sources françaises du socialisme scientifique (1949) (Bilimsel sosyalizmin Fransız kaynakları) - Lehçe, Almanca ve Japonca’ya tercüme edilmiştir.
- Siyonizm Dosyası
- Yaşayanlara Çağrı
ROGER GARAUDY SÖZLERİ
- Düşmanımı değiştirmedim. Siperimi değiştirdim. (İslam dinine geçtikten sonra)
- Önemli olan bir adamın imanı hakkında ne söylediği değil, aksine bu imanın o adamı ne yaptığı, ne hale getirdiğidir.
- İnsanın değeri, geleceğin inşasına katkısı nispetindedir.
- Cihad, yeryüzünde Allah'ın ve insanların haklarını hakim kılmak için gerek kendi üzerinde ve gerekse başkaları üzerinde devamlı çaba harcamaktır.
- Vahiy ebedîliğin zamana inişidir. O halde bilim, hiçbir aşamada vahiy ile aynı planda ele alınamaz.
- İsraf Allah'a ve topluma karşı bir hırsızlıktır.
- Bana göre İslam, çağları arkasında sürükleyen bir dindir. Diğer dinler ise, çağların arkasında sürüklendi. Yani İslam dışındaki bütün dinler, zamana uyduruldu. Reforma tabi tutuldu. Mukaddes kitaplar çağlara göre tahrif edildi. Kur’an ise indirildiği günden beri hep zamana hükmetti. O, zamanı değil, zaman onu takip etti. Zaman yaşlandıkça, O gençleşti. İşte aradaki fark budur.
- Benim kitabım Müslümanlar için değildir. Bunu Müslümanlara akıl vermek için değil, kendi vatandaşlarıma İslam'ı duyurmak için yazdım. Bu bakımdan da asıl da, İslam bizim geleceğimizdir.
- Dünyanın içinde bulunduğu büyük bunalımdan ancak Kur’an’la kurtulabiliriz.
- Ben ölümü hayatı sevdiğim aşkla seviyorum çünkü ikisi bir bütün eder. Ölüm -bununla, emek ve sevgiyle geçen uzun bir hayattan sonra gelen doğal ölümü kastediyorum- bir sınır, yaşamın inkârı değildir. Tersine, ölüm hayata en yüksek anlamını kazandırır. Kendi ölümüm hep idealimin kişisel bir ideal olmadığını hatırlatır. Ben ancak beni aşan bir ideale katılıyorsam insanımdır. Kendisine karşı mücadele vermemiz gereken aslı mesele, yapacak çok şeyleri olan çocukların, gençlerin vakitsiz ölümünü engelleme mücadelesidir. Savaş ve yoksulluk tanımayan bir toplum düzeni ve toplumun insanca bir örgütlenmesi için büyük çaba harcamalıyız.
- Bir yaşlının ölümüne gelince, meselâ insanî görevimin sonunda gelecek olan kendi ölümüm, benim için hiç de bir felâket değildir. Böyle bir ölüm sadece yaşlılığın son ufkudur. Yapabileceklerimin yelpazesi ben yaşlandıkça daralıyor, ideallerimin alanı küçülüyor, ortaya bir şeyler koyma gücüm gittikçe daha azalıyor. Bu gidişin içinde benim ölümüm, artık varıp sınıra dayanma oluyor.