Nurullah Ataç Sözleri | Eserlerinden Anlamlı ve Özlü Sözler
Nurullah Ataç Sözleri
Dört Yanımız yalnızlıkla çevrilmiş.
"Çocuk babasının, amcasının okuduğunu görmemiş ki kendi de özenip okusun."
- Nurullah Ataç
Dört yanımız yalnızlıkla çevrilmiş.
"Bizim olmayan sıkıntı, sıkıntı değil bizim için."
- Nurullah Ataç
İnsanlar bir devletin yurttaşı olduğu kadar bir zamanın da yurttaşıdır...
"Salt çıkarını arayan bir kişinin fikir değiştirmiş olması beni ilgilendirmez. Zaten öyle bir kimse değişemez ki!"
- Nurullah Ataç
En güzel yaz, kış gecelerinin karanlığında bütün çiçeklerini, kuşlarını bizim yarattığımız yaz değil midir...?
"Ölümsüz olmak isteyen insan ölümsüz işler yapar. Kimi bu dünyada sevgi ve saygıyla anılır, kimi ise nefretle anılır. Her insan bir iz bırakır ama bazı izler çabuk silinir."
- Nurullah Ataç
Ak kâğıdın üstünde kara harfleri seçebilmek bir üstünlük değildir.
"Dünyada düşünce çok, değiştir değiştir kullan; dost bulmak zor..."
- Nurullah Ataç
Büyük bir millet olarak Orta Asya’dan gelirken kelime bavulumuzu düşürmüşüz.
"Yarın yorgunların değil, rahatlarına kıyanlarındır.."
- Nurullah Ataç
Biraz da karşılık beklemeden bir iş görmeye, ettiğiniz iyiliği iyilik saymamaya alışın.
"Sevgi, nefret, hınç, bunların hepsi gençlik bulunan gönüllerin işidir; korku ise ihtiyarlığın çöktüğü, ihtiyarlığın kavradığı gönüllere vergidir."
- Nurullah Ataç
Kişiyi kişi eden yaşaması değil, tutkularıdır.
"Hayalimiz yok, kendi sıkıntılarımızı biliyoruz, başkalarınınkini anlayamıyoruz."
- Nurullah Ataç
Bir insan kendi ölümü ile değil, kendisini sevmiş, yahut sadece tanımış en son insanın da toprağa düşmesiyle ölür.
"Ben kendimi beğenmem, demek de kendini beğenmekten gelir."
- Nurullah Ataç
Günümüz şiirinin başında Orhan Veli olduğu gibi, günümüz hikâyesinin başında da Sait Faik vardı. Değerlerinin günden güne daha iyi anlaşılacağından şüphem yok
"Bir insan kendi ölümü ile değil, kendisini sevmiş, yahut sadece tanımış en son insanın da toprağa düşmesiyle ölür."
- Nurullah Ataç
Kedisiz bir insanlığı aklım almıyor. Şimdi bahçesiz, deliksiz apartman dairelerinde kedi beslenmiyor da bir eksiklik duyuyorum.
"Biraz da karşılık beklemeden bir iş görmeğe, ettiğiniz iyiliği iyilik saymamağa alışın."
- Nurullah Ataç
Kişiyi kişi eden yaşaması değil, tutkularıdır.
Bizim olmayan sıkıntı, sıkıntı değil bizim için.
Yarın yorgunların değil, rahatlarına kıyanlarındır.
Ak kâğıdın üstünde kara harfleri seçebilmek bir üstünlük değildir.
“Ben kendimi beğenmem”, demek de kendini beğenmekten gelir.
Çocuk babasının, amcasının okuduğunu görmemiş ki kendi de özenip okusun.
Büyük bir millet olarak Orta Asya’dan gelirken kelime bavulumuzu düşürmüşüz.
Hayalimiz yok, kendi sıkıntılarımızı biliyoruz, başkalarınınkini anlayamıyoruz.
Bir insan kendi ölümü ile değil, kendisini sevmiş, yahut sadece tanımış en son insanın da toprağa düşmesiyle ölür.
Biraz da karşılık beklemeden bir iş görmeye, ettiğiniz iyiliği iyilik saymamaya alışın.
Kimsenin zevkine karışılmaz, kedileri ille herkes sevsin demeyeceğim ama ben, kedi sevmeyenlerle anlaşamam.
Salt çıkarını arayan bir kişinin fikir değiştirmiş olması beni ilgilendirmez. Zaten öyle bir kimse değişemez ki!
Nurullah Ataç'ın Eserlerinden Alıntılar
Kedisiz bir insanlığı aklım almıyor. Şimdi bahçesiz, deliksiz apartman dairelerinde kedi beslenmiyor da bir eksiklik duyuyorum.
Ölümsüz olmak isteyen insan ölümsüz işler yapar. Kimi bu dünyada sevgi ve saygıyla anılır, kimi ise nefretle anılır. Her insan bir iz bırakır ama bazı izler çabuk silinir.
Seveni çok olan insan hiçbir zaman unutulmaz
Kolay mı fikir değiştirmek? Herkesin harcı mı? Bir kere bir fikri olacak kişinin. Bir de yetmez, en aşağı iki: birini bırakacak, öbürünü savunacak. Nerede o bolluk?
Bizi söyleyen değil, söylenen ilgilendirir: beğenirsek, doğru bulursak alırız, beğenmezsek, doğru bulmazsak onunla çarpışırız; söyleyen kişi ile değil, söylenen sözle, ileri sürülen fikirle…
Özgür kişi, kimsenin kölesi, tutsağı olamadığı gibi kendi kendisinin de kölesi, tutsağı olmayan kişi , düşüncelerine birer tutku gücü verebilmiş olan kişidir.
Ufacık bir lastik top, daha iyisi takır tukur yuvarlanan bir ceviz arkasından sırtını kaldıra kaldıra koşan bir kediye ne buyrulur? Bundan daha hoş bir şey biliyor musunuz?
Yarın yorgun kimselerin değil, rahatına kıyabilenlerindir.
Çocukluğu olmayanın gençliği de olmaz.
Bir insan kendi ölümü ile değil, kendisini sevmiş, yahut sadece tanımış en son insanın da toprağa düşmesiyle ölür.
Nurullah Ataç Kimdir? Nurullah Ataç'ın Hayatı ve Eserleri
(Doğumu: 21 Ağustos 1898 İstanbul, Ölümü: 17 Mayıs 1957 Ankara) Hammer Osmanlı Tarihi'ni Türkçeye çeviren Ata Bey'in oğlu. Asıl adı Ali Nurullah Ata'dır. Galatasaray Lisesi'nde dört yıl okuduktan sonra İsviçre'ye gitti. 1921'de Nişantaşı Lisesi'nde öğretmenliğe başladı, 1945'e kadar sürdürdü, edebiyat ve sanat tarihi okuttu. Ankara'da çeşitli bakanlıklarda memurluk, müdürlük ve çevirmenlik yaptı. Böbrek yetmezliği nedeniyle 17 Mayıs 1957 tarihinde hayatını kaybetti.
Nurullah Ataç'ın Denemeleri
- Günlerin Getirdiği (1945),
- Karalama Defteri (1952)
- Sözden Söze (1952),
- Ararken (1954),
- Diyelim (1954),
- Söz Arasında (1957),
- Okuruma Mektuplar (1958),
- Günce (1960),
- Prospero ile Caliban (1961),
- Günlerin Getirdiği (1989),
- Günlerin Getirdiği: Sözden Söze (1998),
- Okuruma Mektuplar; Prospero ile Caliban (1999),
- Dergilerde (2000),
- Diyelim (2000)
Nurullah Ataç Günce
- Yaşantı (2000)
Nurullah Ataç Söyleşi
- Dil Üzerine Söyleşiler (der. Hikmet Dizdaroğlu-Sami Nabi Özerdim, TDK, 1962),
- Söyleşiler (1964).
Nurullah Ataç'ın Çevirileri
- Adsız Köşk (Alain Fournier, 1940).
- Kızıl ile Kara (Stendhal, 1941),
- Kumarbaz (Fiodor Mihayloviç Dostoyevski, 1945),
- Taras Bulba (N. Gogol 1946),
- İki Yeni Gelinin Hatıraları (H. De Balzac, 1953),
- Çömlek (Plautus, 1958),
- Madame Bovary (Gustave Flaubert, 1967)
- Masallar (Aisopos, 1949),
- Masallar (Andersen, 1952).