Osman Batur Kimdir?
Altay Kazaklarından olan, 20. yüzyılın ilk yarısında Çinliler ve Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi veren, 1951 yılında Çinliler tarafından idam edilmiş olan ve Altay Kartalı olarak da bilinen Osman Batur’un, cengâverliği, kendisinden önce Çinliler ile savaşmış Böke Batur'un yanında öğrendiği rivayetler arasındadır.
Osman Bey, 1899’da Sincan Uygur Muhtar Cumhuriyeti’nin Altay ili Köktogay ilçesi Kürti köyünün Aral yaylasında doğmuştur. Babası İslam Bey, annesi Gayşa (Ayşe) olan Osman Batur, Kazakların Orta Yüz boyundandır ve ailesiyle birlikte 10 yaşına kadar çiftçilikle meşgul olur fakat 12 yaşına geldiğinde iyi bir binici ve savaşçı denecek vasıflar edinmiştir.
2. Dünya Savaşı’nın etkileriyle Çin’in baskı ve zulmü giderek artmış ve Türkler isyancı olduğu yönünde suçlamalarla içeri alınıp işkenceye maruz kalmıştı. Çinliler, çıkarılan yasayla Türklerin elindeki silahların teslimini ister ve Osman Bey bunu sakıncalı görerek “Bugün silahımızı alan yarın canımızı alır. Ben silahımı vermem, gücü yeten gelip kendi alsın” diyerek tek başına dağa çıkar. Osman Bey’in bu hareketi ile 1940’lı yıllarda başlayan direniş çok geçmeden 50 bin kişiye ulaşır. Artık Osman Bey sadece Osman Bey değil, kahraman anlamına gelen ‘Batur’ adını da alarak Osman Batur olarak tanınır.
1941-1943 yılları arasında çete savaşı olarak süren mücadeleler sonucunda Altaylar hemen hemen tamamen Çinlilerden temizlenmişti. Altay Türkleri artık bağımsızlıklarını kazanmıştı ve mücadeleye devam etme kararı verildi. 1944-1945 yılları arasında gerçekleşen mücadele sonucundaysa Tanrı Dağları’nın kuzeyindeki Doğu Türkistan’ın Kazak Türkleri’nin yaşadığı bölgeleri de Çin İstilâsından kurtarılmış oldu.
Osman Batur 1945-1947 yılları arasında üç vilâyetten oluşan Doğu Türkistan Hükümetinin askerî ve mülkî âmiri olarak Vâli sıfatıyla görevde bulundu. 1947-1949 yılları arasında Doğu Türkistan Cumhuriyeti koalisyon hükümetinin aslî üyesi unvanı ile mücadelesini devam ettiren Osman Batur’a, Çinliler ağır darbeler vurmaya başlar.
1950 yılına gelindiğinde Çin devleti sahip olduğu ordunun tamamına yakınını mücadeleye göndermiştir. Sayısal ve teknolojik üstünlüğü olan Çinliler, yavaş yavaş kaybettiği yerleri geri almaya başlar ve Osman Batur'un ordusu artık 4 bin kişi kalır. Osman Batur’un son sığınma yeri Gez Kurt bölgesiydi ve kış dayanılabilecek durumda değildi. Bu sebeple dağın eteklerine inmek zorunda kalırlar ve Çin ordusu baskın hücumu yaparak büyük kayıplara neden olur. Bu baskında Osman Batur'un kızı da esir düşer. Osman Batur kalan kişilerle 250 kişi olduğu tahmin edilen esirleri götüren konvoya baskın geçekleştirir ve bu mücadelede 18 Şubat 1951 gecesi sabaha karşı esir düşer.
Sokaklarda teşhir edildikten sonra, sözde mahkeme kararları ile 29 Nisan 1951 tarihinde; el ve kulakları kesilip kurşuna dizilip idam edilen Osman Batur’un son sözleri, “Ben ölebilirim ama milletim mücadeleye devam edecektir” olmuştur.