Romeo ve Juliet Replikleri, Aşk Kokan Duygusal Sözler
Romeo ve Juliet Sözleri
Ey doğru sözlü eczacı! Gerçekten çabuk etkiliyor ilaçların. İşte ölüyorum, bir öpücükle…
Hiç yemin etme. İlle de edeceksen, o Tanrı bilip tapındığım, sevimli varlığın üstüne yemin et.
Gel acı ilaç, gel ey tatsız kılavuz! Ey umutsuz kaptan, deniz tutmuş şu yorgun tekneyi yalçın kayalara bindiriver artık! Sevgilimin şerefine!
Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.
Ölüm mü aşık oldu sana; inanayım mı onun bu karanlıkta sevgilisi olasın diye seni sakladığını?
Ah Romeo, sevgilin açsa da günebakan gibi yeseydin sen de yemişini!
Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölüm olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
Gel acı ilaç, gel ey tatsız kılavuz! Ey umutsuz kaptan, deniz tutmuş şu yorgun tekneyi yalçın kayalara bindiriver artık! Sevgilimin şerefine!
Sürgün başka adıdır ölümün. Ölüme “sürgün” demek, altın baltayla başımı kesmek, sonra öldüren vuruşa gülümsemek..
Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir, el pençe divanım ben arzuna, buyruğuna; geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir, sen istemezsen eğer hizmetlerim boşuna.
Aşkın hafif kanatlarıyla aştım bu duvarları, durduramaz sevgiyi taş sınırlar..
En Güzel Romeo ve Juliet Replikleri
Romeo: Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi,
yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan:
biz dönünceye dek siz parıldayın diye.
gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun yüzünde;
utandırdı yıldızları yanaklarının parlaklığı.
gün ışığının kandili utandırdığı gibi tıpkı.
öyle parlak bir ışık çağlayanı olurdu ki gözleri gökte
gece bitti sanarak kuşlar cıvıldaşırdı.’
Juliet: Eğer sevgin azalacaksa gittikçe çoğalan aşkımdan, bırak avcılar çıkarsın kalbimi yerinden! Sök at ne varsa: çamura bulanmış sevdaları, bu dağların ceylanlarını, kana susamış kontları ve senden arta kalan şu cılız bedenimi! Yok et benim olmadığım bütün şatoları. Görebileceğin bir şey kalmasın benden kalan.
Romeo: Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı. - Juliet: Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı.
Biliyorum, gecenin maskesi var yüzümde, olmasaydı eğer, duyduğun için demin söylediklerimi, nasıl kızardığını görürdün yanaklarım. Çok isterdim ah bir güzel uyup göreneklere demin söylediklerimin tümünü inkar etmeyi! Ama uğurlar olsun görgü kurallarına. Seviyor musun beni? “Evet” diyeceksin, biliyorum. Sözüne güveneceğim ben de; ama yemin edeyim deme, belki de tutamazsın.
Romeo: Asaletim sadece aşkının tapınağına girdiğimde olacak içimde. Bir gün yıkılırsa bedenin başka ülkelerin çamurlu evlerinde: Bil ki bütün denizleri ayaklarına dökeceğim.
Manalı Romeo ve Juliet Replikleri
Zehir… Bitirmiş, bırakmamış bana|kavuşabilmek için sana. Seni öpeceğim. Orada bir parça zehir kalmıştır belki. Sıcakmış dudakların. Ölüyorum işte…bir…öpücükle. SENİ SEVİYORUM.
Yeryüzünde yaşayan en zararlı şey bile, özel bir yarar taşır bu yeryüzüne. En yararlı şey bile yanlış kullanılırsa yok edip doğru sonucu ulaşır zarara. Kullanmayı bilmezsen, iyi döner kötüye, kötü de bazen yücelir erdemmiş gibi. Şu minik çiçeğin taze filizlerinde zehir de var, ilaç da. Koklanırsa, dinçlik verir her yerine insanın; tadılırsa, durdurur yüreği..
Geç ölmektense senin sevginden yoksun yaşamıma son versin kinleri daha iyi.
Ah Juliet.. Neden böyle güzelsin ha? Yoksa ele avuca sığmayan ölüm mü aşık oldu sana? İnanayım mı o iğrenç canavarın bu karanlıkta sevgilisi olasın diye seni sakladığına? İşte bundan korktuğum için.. sonsuza dek yanında kalacağım.
Aşk yardım etti, aramamı fısıldayarak; o bana akıl verdi, ona göz oldum ben de. Denizci değilim ama uzak denizlerde yıkanan Uçsuz bucaksız kıyılar kadar uzak olsan da sen sana ulaşmak için açılırdım denizlere.
Hayır, daha çok tehlike saklıdır senin gözlerinde, onların yirmi kılıcından! Tatlı bak yeter; korur beni onların düşmanlığına karşı.
Ey gözler, son kez bakın! Ey kollar son kez kucaklayın! Ve siz, ey dudaklar, nefes kapıları, hakka uygun bir öpüşle mühürleyin aç gözlülümle yaptığım bu süresiz anlaşmayı!
Bundan korktuğum için yanında duracağım, bu karanlık gecenin sarayından ayrılmayacağım bir daha; burada, burada kalacağım sana hizmetçilik eden böceklerle birlikte; ah, burada sonsuzca dinleneceğim, şu dünyanın yorduğu bedeni kurtaracağım uğursuz yıldızların boyunduruğundan…
Romeo ve Juliet Replikleri Resimli Kısa ve Uzun
Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye senin güzelliğinin ganimeti yüzünden; gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye, gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.
Öğrenci nasıl ayrılırsa kitaplarından, öyle koşar seven sevdiğine; okula nasıl giderse öğrenciler, öyle ayrılır seven sevdiğinden.
Gel, ey sevecen, kara kaşlı gece. Bana Romeo’mu ver. Öldüğümde, al da küçük yıldızlara böl onu. Onlar göğü öyle bir süsleyecektir ki. Bütün dünya gönül verip geceye, tapmayacaktır artık muhteşem güneşe.
En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, onun için ölçülü sevmeli.
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
Dans hafif ayakkabı ister. Benim ruhum kurşun gibi ağır.
Biricik sevgim, biricik nefretimden doğdu! Erken görüp tanımadığım, tanımakta geç kaldığım; Tiksinilen düşmanı birden sevmemle, Harika bir sevgi doğdu böyle.
Azalır mı! Erkekle çoğalır kadın.
Gidişine inandıramayışım mı kendimi, ya da gelişini hatırlamam mı her defasında?
Bana Romeo’mu ver; sonra öldüğünde al da küçük yıldızlara böl onu; onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki, bütün dünya gönül verip geceye, tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe…
Ah! Tarla kuşuydu, Juliet! Ve bunu hiç düşünmemişti Romeo… Gün battıktan sonra sabahı beklemek, nereye konacağımı hiç bilmeden… Sabah çekip gitmek… Lanet ve lanet üstüne yine lanet.
Ben gelemem ne olur sen git, ben gelemem git!!! Bu da ne ? Canım sevgilimin avucunda bir şişe! Demek ki, zehirden sevgilimin bu vakitsiz ölümü. Cimri! Hepsini içmiş;bir damla bile bırakmadın demek kavuşabilmem için sana? Öyleyse dudaklarından öperim, belki bir parça zehir kalmıştır dudaklarında, bir zamanlar hayat veren dudakların bu kez son versin hayatıma.
Kölen olmuşum senin, elden başka ne gelir, el pençe divanım ben arzuna, buyruğuna; geçirdiğim saatler baştan başa bir hiçtir, sen istemezsen eğer hizmetlerim boşuna.