Burun Tıkanıklığı Deyip Geçmeyin! Uykuda Nefes Aldırmıyor!
Burun Sorunları Uykuda Nefes Aldırmıyor!
Kronik burun ve sinüs problemleri olan hastalar gün içinde sürekli nefes almak için efor sarf ederler. Tıkalı burun yollarından nefes alamayınca, sıklıkla ağızdan teneffüs yapmaya zorlanırlar. Bu durum sadece gündüzü değil, geceyi de sıklıkla etkiler. Burun kaynaklı uyku sorunları, hem hasta için hem de partnerleri için geceyi kabusa çevirebilir.
Horlama Uyku Apnesi Habercisi Olabilir!
Uykuda normalde refleks olarak burun yolu ile nefes alışverişi yaparız. Aynı gündüzün olduğu gibi, gece de eğer kronik sinüzit, burun kemik eğriliği (deviasyon), burun etleri (konka) büyüklüğü, ya da burun içinde şişliğe neden olabilecek alerji, enfeksiyon gibi bir durum söz konusuysa ağız yolu ile solunum görülebilir. Uykuda yumuşak damak ve küçük dil uyanık hale göre çok daha gevşektir. Sürekli burun tıkanıklığı sebebi ile ağız solunumu yapan kişide bu dokular ödemlenir, ağırlaşır ve gerginliğini iyice yitirir. Burada nefes alma çabası ile oluşan negatif basınç, yumuşak damakta titreşimlere yol açarak horlamaya yol açar. Horlama sosyal bir problemdir, ancak çok daha ciddi bir sorunun belirtisi olabilir: Uyku apnesi…
Uyku apnesi, uyku esnasında nefesin aralıklı olarak kesilmesi durumudur. Şiddetli horlamayı takip eden bir sessizlik ve ardından gelen güçlü bir nefes çekme çabası uyku apnesini işaret eder. Uyku apnesi olan kişiler, ne kadar uzun uyurlarsa uyusunlar yorgun kalkarlar, genellikle sabahları baş ağrıları çekerler ve gün içinde uyuklamaya meyillidirler. Uyku apnesi uzun dönemde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir:
- Kalp ve damar hastalıkları (kalp krizi, konjestif kalp hastalıkları)
- Yüksek tansiyon
- Artmış inme riski
- Depresyon
- Obezite
- Konsantrasyon bozuklukları, unutkanlık, artmış trafik kazası riski
Uyku Bozukluğu Koronavirüs (Covid-19) Riskini Arttırıyor!
Covid ile mücadele ettiğimiz bu zor günlerde uyku bozukluğunun bağışıklığımıza olan negatif etkisinden de özellikle söz etmemiz gerekli. Kronik uyku bozuklukları vücudumuzda sitokinlerin üretimini azaltır. Sitokinler, bakteri ve virüslere karşı savaşta etkilidirler ve eksikliklerinde daha sık hastalanma veya hastalıkların nekahat süresinin uzaması söz konusudur. Ayrıca, kalp hastalığı ve diyabet gibi kronik hastalıklar, kişinin bağışıklık sisteminin fiziksel ihtiyaçlara yetemediği durumlarda daha kolaylıkla gelişebilir.
Uyku bozukluklarının büyük çoğunda altta yatan sebep burun kaynaklıdır. Daha nadiren yumuşak damak, bademcikler, dil kökü ve yutak bölgesindeki problemler de tıkayıcı uyku apnesinin nedenlerinden olabilirler. Dolayısıyla, nefes yollarının detaylı bir incelemesinin kulak-burun-boğaz hekimi tarafından yapılması şarttır. Burnu ikiye bölen duvarın eğri olması (deviasyon), burun etlerinin büyüklüğü veya nefes alırken burun kanatlarının çökmesi (nazal valv yetersizliği) en sık tıkanmaya neden olan anatomik faktörlerdendir. Sinüslerin döşemesinin kalınlaşması, bazen de polip denen üzüm tanesi şeklinde oluşumların varlığı, burun içine, genize sürekli koyu kıvamlı akıntının gelmesine neden olarak solunum yollarının kapanmasına neden olabilir. Muayeneyi takiben istenebilecek bir tomografik değerlendirme, kronik sinüzit varlığını gösterebilir.
Burun Cerrahisi Uyku Bozukluklarına Son Veriyor!
Ciddi tıkanıklık ve özellikle uykuda solunum problemleri varlığında burun cerrahisi gerekebilir. Solunum yollarını açmaya yönelik yapılan burun ve sinüs ameliyatları, burun deliklerinden endoskopik yolla yapılır. Ciltte herhangi bir kesi-iz, ya göz çevresinde morluk söz konusu değildir. Ameliyat, sinüslerin etkilenme durumuna göre yarım saat ile bir buçuk saat arasında sürer. Kemik eğriliği varsa, eğri kısımlar çıkartılıp, burun destek noktalarına zarar verilmeksizin, tünel yeniden oluşturulur. Burun etleri aynı seansta küçültülür. Ben özellikle shaver denen özel bir cihaz ile burun etlerinin içini boşaltmayı tercih ediyorum. Bu yöntem özellikle, etlerin tekrar ameliyat sonrası büyüme riskini minimuma indirmekte. Eşlik eden kronik sinüzit varsa, hastalıklı mukozalar temizlenmesi ile sürekli akıntı problemi ortadan kalkar. Günübirlik ya da bir akşamlık bir hastane kalış süresi yeterlidir. Hasta iki-üç gün içinde aktif hayata dönebilir. Burun nefes alışverişi ve uyku kalitesi çok hızlı bir şekilde istenen seviyeye gelir.
Prof.Dr.Arif Ulubil Kimdir?
1974 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Arif Ulubil, 1992 yılında Robert Koleji'nden mezun oldu. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde tamamlayan Ulubil, 2004-2006 yılları arasında University of Miami KBB Anabilim Dalı'nda 2 yıl boyunca KBB uzamanı olarak çalıştı. 2006-2010 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı'nda yardımcı doçent, ardından doçent doktor sıfatı ile görev aldı. 2010-2017 yılları arasında Acıbadem Fulya Hastanesi ve Acıbadem Üniversitesi KBB Anabilim Dalı’nda görev aldı. 2015 yılında Acıbadem Üniversitesi'nde profesör kadrosuna atanan, 2016 yılından ayrılana dek KBB Anabilim Dalı’nın kürsü başkanlığı görevini üstlenen Prof. Dr. Arif Ulubil, 2017-2020 yılları arasında Koç Üniversitesi KBB Anabilim Dalı'nda görev almıştır. 2021 yılı itibariyle Nişantaşı KBB Baş Boyun Cerrahisi Grubu’ nu kurarak çalışmalarına devam etmektedir.
Eğitim:
- Tıp Fakültesi: İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi 1992-1998
- İhtisas: İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı 1999-2004
- Üst İhtisas: University of Miami KBB ABD 2004-2006
Deneyim:
- Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı 2006-2010
- Acıbadem Fulya Hastanesi/Acıbadem Üniversitesi KBB Anabilim Dalı 2010-2017
- Koç Üniversitesi Hastanesi/ Koç Üniversitesi KBB Anabilim Dalı 2017-2020
- Nişantaşı Kulak Burun Boğaz & Baş Boyun Cerrahisi Grubu 2020-
Prof.Dr.Arif Ulubil
Nişantaşı Kulak Burun Boğaz & Baş Boyun Cerrahisi Grubu