Nazım Hikmet Şiirleri - Birbirinden Güzel ve Anlamlı 15 Şiir

Nazım Hikmet’in Kısa ve En Güzel Aşk Şiirleri
Nazım Hikmet, Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Kaleme aldığı aşk şiirleri ve toplumsal içerikli mısralarıyla pek çok okurun gönlünde taht kurmuştur. Özellikle aşk, hasret, umut gibi duyguları en lirik üslupla yansıtan şiirleri, Türk şiirinin klasikleri arasında yer alır. Bu içerikte, Nazım Hikmet aşk şiirleri ve Nazım Hikmet’in kısa ama etkileyici mısraları derlendi. İşte yüreğinizi ısıtacak o dizeler ve en güzel Nazım Hikmet şiirleri!
1. Seni Düşünmek
Seni düşünmek güzel şey,
Ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum...
- Nazım Hikmet aşk şiirleri içerisinde en bilinenlerden biri olan “Seni Düşünmek”, sevilen kişiye duyulan hasret ve duygu yoğunluğunu gösterir.
- Şair, güzel bir geleceğe dair umudunu mısralara dökerek aşkın sadece bir düşünce değil, yaşamın kendisi olduğuna vurgu yapar.
2. Güz
Günler gitgide kısalıyor,
yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.
Niye böyle geç kaldın?
Soframda yeşil biber, tuz, ekmek.
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek.
Niye böyle geç kaldın?
Fakat işte ballı meyveler
dallarında olgun, diri duruyor.
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa
biraz daha gecikseydin eğer...
- “Güz” şiiri, beklenen sevgilinin geç kalışıyla duyulan sitemi anlatır. Mısralar, sonbahar mevsiminin hüznü ve aşkın sabırsızlığını iç içe geçirir.
- Nazım Hikmet bu dizelerde, hasreti ve sevgi dolu bekleyişi yürek ısıtan imgelerle ortaya koyar.
3. Tahirle Zühre Meselesi
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
...
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
...
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
- Bu şiir, aşkı en yalın ve evrensel boyutuyla ele alır. “Tahirle Zühre olabilmek” ifadesi, aşkın yüceliğini ve aynı zamanda imkânsızlığını anlatır.
- Şiirde, karşılıksız sevmek ve beklentisiz aşk vurgusu öne çıkar. Ayrıca Nazım Hikmet'in kendine özgü sadeliği hissedilir.
4. Yine Sana Dair
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkânsızlığı seviyorum.
...
Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil…
- “Yine Sana Dair” adlı şiirde, imkânsız aşk kavramına olan hayranlığını dile getiren şair, sevgi ve umudu her şeye rağmen korur.
- Nazım Hikmet, sevdiği kişide uzaklık ve keşif tutkusu gibi temaları bir araya getirir, ancak “asla ümitsizlik” vurgusu yaparak aşkın umut veren tarafını öne çıkarır.
5. Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
...
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin...
- Bu şiir, hayal kırıklığı yaşayan bir aşığın duygu durumunu anlatır. “Bence şimdi sen de herkes gibisin” mısrası, vazgeçiş ve kabullenmeyi gözler önüne serer.
- Nazım Hikmet, burada aşkın geçiciliğini ve insanın beklentilerinin nasıl kırılabileceğini etkileyici bir üslupla ifade eder.
6. Piraye İçin Yazılmış Saat 21 Şiirleri - 24 Eylül 1945
En güzel deniz :
henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk :
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz :
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür...
- Nazım Hikmet’in eşi Piraye için kaleme aldığı dizeler, umut ve özlem dolu. Şiir, gelecek güzel günlerin henüz yaşanmadığına vurgu yapar.
- Bu dizelerde yaşam sevinci ve umuda sarılma teması öne çıkar. Ayrıca Nazım Hikmet’in aşk anlayışı hakkında da ipuçları verir.
7. Yaşamaya Dair
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden...
- Bu şiir her ne kadar aşktan çok yaşam üstüne olsa da aşkın hayattaki rolünü ve insani sorumlulukları da hatırlatır.
- “Yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden” ifadesi, Nazım’ın hayat felsefesini ve aşkı kucaklayan coşkulu üslubunu yansıtır.
8. Seviyorum Seni
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
...
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
- “Seviyorum Seni” şiiri, sade ve anlaşılır bir anlatımla aşkın sıradan anlarda bile hissedilişini dile getirir.
- Mısralarda, ekmeğe tuz banıp yemenin veya gece uyanıp su içmenin getirdiği doğallık ile aşk arasında kurulan benzetme ön plana çıkar.
9. Sevgilim
Sevgilim yalan söylersem sana
Kopsun ve mahrum kalsın dilim
Seni seviyorum demek bahtiyarlığından
Sevgilim yalan yazarsam sana
Kurusun ve mahrum kalsın elim
Okşayabilmek saadetinden seni
...
Ve göremesinler seni bir daha
- Bu şiir, dürüstlük ve aşkı bir arada işleyerek yalana yer vermeyen bir sevgi anlayışını ortaya koyar. “Seni seviyorum” demenin, dildeki kutsallığına vurgu yapılır.
- Nazım Hikmet aşkı, en masum ve ölümsüz duygu olarak tasvir ederken, yalanın aşkı zedeleyeceğini özellikle belirtir.
10. Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan bir ev.
...
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
...
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan eve.
- Bu şiir, aşkın farklı beklentileri ve hayatın zorlukları arasındaki çatışmayı simgesel bir dille anlatır. “Mavi gözlü dev” ile “minnacık kadın” motifi, aşkta yaşanan dengesizlikleri gözler önüne serer.
- Şair, huzurlu ama dar dünyalarla, maceracı ama zorlu serüvenlerin çelişkisini ön plana çıkarır.
11. Kar Kesti Yolu
Kar kesti yolu
sen yoktun
oturdum karşına dizüstü
seyrettim yüzünü
gözlerim kapalı
Gemiler geçmiyor
uçaklar uçmuyor
sen yoktun
...
Konuştum, konuştum, konuştum
ağzımı açmadım
- Kar Kesti Yolu, soğuk bir atmosfer içinde yokluğu çekilen sevgiliye duyulan özlemi yansıtır.
- Nazım Hikmet, fiziksel engeller (kar, geçmeyen uçaklar) ile psikolojik engelleri harmanlayarak aşk acısını simgeler.
12. Ceviz Ağacı
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
...
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
- Her ne kadar aşk teması daha az olsa da “Ceviz Ağacı”, doğaya ve şehre duyulan sevgiyi ve insanın özgürlük arayışını sembolize eder. Nazım’ın coşku dolu imgeleri sevgi kavramını yine evrensel biçimde vurgular.
- Şair, Gülhane Parkı metaforuyla yaşam, doğa ve aşk arasındaki bağı güçlü bir sembolizme taşır.
13. İkimiz
İkimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğrettiler:
aç kalmayı, üşümeyi,
yorgunluğu ölesiye
ve birbirimizden ayrı düşmeyi.
...
İkimiz de biliyoruz, sevgilim,
öğretebiliriz:
dövüşmeyi insanlarımız için
ve her gün biraz daha candan
biraz daha iyi
sevmeyi...
- Bu dizeler, aşkın sadece bireysel bir duygu olmadığını, aynı zamanda toplumsal mücadelenin bir parçası haline gelebildiğini gösterir.
- Nazım Hikmet, dövüşmek (mücadele) ve sevmek kavramlarını bir arada kullanarak aşkı dayanışma ve paylaşma olgularıyla bütünleştirir.
14. Hoş Geldin Kadınım
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
- Burada, aşkın coşkusu ve birlikteliğin sıcaklığı dile getirilir. Şairin sevgiliye duyduğu minnet ve hayranlık “kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi” benzetmesiyle yansıtılır.
- Nazım Hikmet, içten gelen bir sevinç ve özlemle sevdiği kadını karşılar; şiir, aşkın dönüştürücü gücünü simgeler.
15. Hasret
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
...
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum
