Yabancılaşma Nedir? Nedenleri ve Kültürel Etkisi
Yabancılaşma kavramı, belli başlı zamanlarda üzerinde tartışılan bir kavram olurken günümüzde önem kazanan bir kavram haline gelmiştir. Karl Marks’ın yıllar önce açıkladığı yabancılaşma kavramı günümüzde taşları tek tek yerleşmektedir.
Yabancılaşma Kavramı Nedir?
Yabancılaşma, bir kişinin kendisini, başkalarını veya toplumun değerlerini, normlarını ve beklentilerini anlamayı zorlaştıran bir duygu durumudur. Bu durum genellikle kendini yalnız hissetmek, çevresine uyumsuzluk hissetmek, yabancılaşmış hissetmek gibi belirtilerle kendini gösterir.
Yabancılaşma, bireysel ve toplumsal düzeyde ortaya çıkabilir. Bireysel yabancılaşma, kişinin kendisiyle ilgili hissettiği bir eksiklik veya yetersizlik duygusu nedeniyle ortaya çıkabilir. Örneğin, sosyal hayatta yeterince başarılı olamama, toplumda kabul edilmeme veya yalnızlık hissi, bireysel yabancılaşmanın nedenleri arasında sayılabilir.
Kişinin kendine yabancılaşması aslında bir psikolojik durum olarak gözlenir. Kişinin ruh halinin bozulması ile birlikte toplumsal çözülmeler meydana gelir. Toplumsal yapının bozulmasıyla ekonomik durumda aksamalar meydana gelecektir. Yani yabancılaşma toplumsal, felsefe, ekonomik gibi alanlarla da iç içe geçmiştir. Aslında bu şekilde düşünelim, yabancılaşma insanı ilgilendiriyorsa, insanla ilgili tüm alanlarla da iç içedir.
Yabancılaşma insanın kendine yabancılaşmasıyla birlikte artık kendini çevresinden de soyutlamaya başlamasıdır. Benliğinin özünden uzaklaşan insan artık hayatla bütün bağlantılarını keser. Yabancılaşma kavramını tanımlamaya çalıştık peki yabancılaşma kavramına neden olan etkenler nelerdir. İşte onu da Karl Marks yabancılaşma kavramını anlatırken iyi bir açıklama getirmiştir.
Yabancılaşmanın Nedenleri
Yabancılaşmanın nedenleri, bireysel, toplumsal, kültürel, psikolojik ve ekonomik faktörler gibi çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir.
Bireysel
Bireysel nedenler arasında, kişinin kendisine yeterince değer vermemesi, kendine güven eksikliği, toplumsal hayatta yeterince başarılı olamama veya sosyal ilişkilerde zorluk çekme yer alır. Bu gibi faktörler, kişinin kendisini yetersiz ve yalnız hissetmesine ve dolayısıyla yabancılaşma duygusu yaşamasına neden olabilir.
Toplumsal
Toplumsal nedenler arasında, kişinin yaşadığı toplumun değerleri, normları ve beklentileriyle uyum sağlamakta zorlanması yer alır. Özellikle farklı kültürler arasındaki çatışmalar ve ayrılıklar, yabancılaşma hissini artırabilir.
Kültürel
Kültürel nedenler arasında, kültürel ayrılıklar ve farklılıklar da yer alır. Örneğin, bir kişinin doğduğu ve yetiştiği kültürle farklı bir kültür arasındaki farklılıklar, yabancılaşma hissine neden olabilir.
Psikolojik
Psikolojik nedenler arasında, depresyon, anksiyete, travmatik deneyimler ve kişilik bozuklukları gibi faktörler de yabancılaşma duygusunu artırabilir. Bu gibi durumlarda kişinin kendini çevresinden soyutlaması ve kendisini yalnız hissetmesi mümkündür.
Ekonomik
Ekonomik nedenler de yabancılaşmanın nedenleri arasında sayılabilir. İşsizlik, yoksulluk ve ekonomik güvencesizlik, kişinin kendisini toplumdan soyutlanmış hissetmesine neden olabilir.
Yabancılaşmanın Kültürel Boyutu
Yabancılaşma, sadece bireysel bir deneyim olarak değil, kültürel bir olgu olarak da ele alınabilir. Kültür, insanların belirli bir toplumda yaşayan ve birbirleriyle etkileşim halinde olan bireyler olarak yarattığı bir dizi değer, norm, inanç, dil ve geleneklerden oluşur. Dolayısıyla, yabancılaşma, bireyin kendi kültüründen ve toplumundan ayrılması, yabancı hissetmesi ve farklı bir kültürle uyum sağlama zorluğu yaşaması anlamına gelebilir.
Kültürel yabancılaşma, bir bireyin kendi kültürüne ve değerlerine yabancılaşması sonucu ortaya çıkabilir. Kişi, kendi kültürüne ait değerleri ve inançları kaybetmiş veya değiştirmiş olabilir. Bu, kişinin kendi kimliğine yabancılaşması ve farklı bir kültürle uyum sağlama konusunda zorlanması anlamına gelebilir.
Aynı zamanda, farklı bir kültürde yaşayan bireyler de kültürel yabancılaşma yaşayabilirler. Bu durum, kişinin kendi kültüründen farklı bir kültürdeki değerleri ve normları anlamakta zorlanması ve bu kültürde kendine yer bulmakta zorlanması anlamına gelebilir. Özellikle, dil bariyeri, toplumsal normlar ve beklentiler gibi faktörler kültürel yabancılaşma hissini artırabilir.
Kültürel yabancılaşmanın sonuçları arasında, kişinin kendine güvenini kaybetmesi, özsaygısının düşmesi, toplumsal uyum konusunda sorunlar yaşaması, sosyal izolasyona düşmesi ve hatta ırkçılık gibi negatif davranışlarda bulunması yer alabilir.
Karl Marks’ın Yabancılaşma Kavramı
Yabancılaşma terimini ilk olarak Hegel kullanmıştır. Hegel’e göre insanların özünden yani gerçekliğinden uzaklaşmasının insana bağlı olduğunu düşünerek yabancılaşmış insanı tarihiyle uzaklaşmak ister şeklinde açıklamaya çalışmıştır. Yabancılaşma kavramı Marks ile birlikte tanınmaya başlanmıştır. Karl Marks’ın iki boyutlu yabancılaşma kavramı vardır.
Birinci yabancılaşma kavramı, kişinin doğayla olan yabancılaşmasıdır. İkinci yabancılaşma kavramı ise kapitalizmin etkisinde ortaya çıkan yabancılaşma kavramıdır. Şimdi Marks’ın yabancılaşma kavramlarına açıklık getirmeye çalışalım. Marks yabancılaşma kavramında ne demek istemiştir.
İnsanın Doğaya Karşı Yabancılaşması; İnsanlar ilkel zamanlarda doğa ile iç içeydi. Hatta insan doğanın ayrılmaz bir parçasıydı ve doğa ve insan adeta bir bütün halindeydiler. Ancak şu an korunakların, farklı iş alanlarının ortaya çıkması ile insanlar doğadan yani iç içe olduğu tabiattan uzaklaştırıldı ve doğaya karşı yabancılaştırıldı. Şimdi doğadan korkuyor ve doğadaki doğal şeylerden yararlanamıyor.
Kapitalizmde Yabancılaşma
Kapitalizmle birlikte yani tüketim toplumuna geçilmekle birlikte yabancılaşma kavramının daha belirgin hale geldiği gittikçe daha da korkunç bir hal alacaktır. Marks yıllar önce günümüzdeki tüketim çılgınlıklarına değinmesi bu gün bu yabancılaşma düşüncesinin hala geçerli olduğunu gösteriyor. Marks yabancılaşmayı ekonomik bazda ele alarak incelemiştir. Marks’a göre toplumun temellerini ekonomi oluşturur, zaten bunun için her şeyin ekonomi ile bağlantılı olduğunu dile getirmiştir.
Yabancılaşma, bireyin emek vererek ortaya çıkardığı ürünün kapitalizmin mülkü olduğunu ve emekçinin hiçbir zaman ürettiği ürünlerden faydalanmadığını söyler. İnsanın ürettiği ürüne sahip olamaması insanın ürüne karşı yabancılaşmasına neden olur. Örneğin, İngiltere ile ilgili gezi haberi yapıyorsunuz, oradan buradan topladığınız bilgileri bir araya getirip yapıyorsunuz. Gitmediğiniz, yabancı kaldığınız yerleri kaleme dökmeniz size mutluluk vermeyecektir. Sizin yaptığınız haber sayesinde belki başkaları gidip dolaşacak sizin imkanınız olmadığı için ancak yazmaktan ileri gidemeyeceksiniz ya da bir çikolata fabrikasında çalışıyor, çikolataları yapıyor ama tadını bilmiyorsanız yapmış olduğunuz ürüne karşı yabancılaşmış oluyorsunuz. Yabancılaşan insan mutsuz olur, sürekli kendinden arınmak ister, toplumdan kaçar.
Yabancılaşmanın nedenleri nelerdir?
Yabancılaşmanın nedenleri çok çeşitlidir. Bireysel nedenler arasında yalnızlık, özgüven eksikliği, kaygı, depresyon ve sosyal izolasyon yer alabilir. Toplumsal nedenler arasında ise kültürel farklılıklar, sosyal dışlanma, ırksal ayrımcılık, ekonomik sorunlar ve toplumsal yapıdaki değişiklikler sayılabilir.
Yabancılaşmanın sonuçları nelerdir?
Yabancılaşma, bireyin kendine, topluma ve diğer insanlara karşı yabancılaşması ve uzaklaşması durumudur. Bu durumda, kişi özgüvenini kaybedebilir, kaygı ve depresyon yaşayabilir, yalnızlık hissi artabilir ve hatta sosyal izolasyona düşebilir. Aynı zamanda, yabancılaşma, toplumsal uyum konusunda sorunlar yaratabilir ve hatta ırkçılık gibi negatif davranışları tetikleyebilir.
Yabancılaşmanın önlenmesi veya azaltılması mümkün müdür?
Evet, yabancılaşmanın önlenmesi veya azaltılması mümkündür. Bunun için, insanlar arasında daha fazla etkileşim, anlayış ve saygı sağlamak önemlidir. Aynı zamanda, kültürel farklılıkları ve çeşitliliği kutlamak, yalnızlık hissini azaltmak ve sosyal bağları güçlendirmek de yabancılaşmanın önlenmesine yardımcı olabilir. Terapi, danışmanlık ve destek grupları gibi kaynaklar da yabancılaşma ile mücadelede kullanılabilir.