Kahraman Tazeoğlu Şiirleri – En Güzel 15 Şiiri
En Güzel ve Kısa Kahraman Terzioğlu Şiirleri
Kahraman Tazeoğlu 10 Ağustos 1969 yılında İstanbul’da doğdu. Tazeoğlu şiirle ablası sayesinde tanıştı. Okul hayatında çok başarılı olamayınca babası tarafından çırak olarak kuaföre verildi. Özel radyoların açılması ile şiirlerini oraya taşıyabildi. Bu içeriğimizde en anlamlı Kahraman Tazeoğlu şiirlerini derledik.
Kahraman Tazeoğlu sözleri;
1. Aklım Kara Kış
ben seni yaralarından tanıdım
ecelime son kurşundun deli davalım
n'olur bulutsuzluğuma darılma
dudağında bizi gül
kıyametime adım kala
beni senden alma
aklım kara kış
ellerim seni üşüyor
bugün günlerden soğuk
ben aysız gecelerde
çocukluğuma mektup yazardım
ah çocukluğum kağıt gemilerim
düşlerim dudaklanıyor
sesin kokuma gizli
yıldızları sönük gecelerde
dilime yağmursun
gözlerini uyuyorum her gece
bu kent içimin bahçesi
gemilerim çözülüyor yüreğine
ellerinle okşuyorsun
bilmiyorsun
kendi bakışlı kız
ömrümün kırçıl masalısın
uçurumlar vaadetme bana
yaralısın...
2. Ama Gitme
ama gitme
gözlerimde kan gezer
yasadışı bir soğuk işler iliklerime
gözyaşlarını geçirip sırtına
küflü bir sapak mı bırakacaksın sabıkama
biraz duman hıçkırığı sigaranda
biraz gece kırığı bende
şiir yorgunu damarlarıma ilk aşktan sola dön
ama gitme
şiir kanamalı bir aşkın "sonu yok"undan geçerken
ışığın sesini bul
aynandaki kırık yüzümü topla
gözümde seğiren acı bir denizde yüzdür
Olimpos'un sıcağını
ama gitme
uçurumlar seri cinayetleri tökezletirken
sesini sakladım cebime
yağmur işgalli bir gecede ıskaladım
kapına dayanmalarımı
daha binmeden otobüslere
duraklar mı tuttu da kustun sesini üstüme
bak sana dil sürçmeli peltek şiirler yazdım
satırlarından kan sızar
satırla doğranmış bir aşkın cinayetinde
bir insan iki kıyıya aynı anda gözlerinden düşebilir
itme
ama gitme
daha saat "hoşça kal"ı göstermedi
bitme!
3. Beni Susarken Bölme
Yüzünün hangi oylumuna takılsam
Uçsuz uçurumlara düşüyorum
Ağlayınca şişen göz kapaklarında
Hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam?
Sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur
Gözyaşına mı karıştı yoksa?
Fazla değil mi bu sessizlik ikimize;
Beni susarken bölme!
Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum
Ben sana, seni gösteren bir aynaydım
Dökülseydi sırlarım sen de göremeyecektin
Ben ki kendimi yine sırlardım
Sen kendine yeni aynalar bakmasaydın
Buldun mu yüzüne en uygun olanını?
Ve ağrılarını saklayabildin mi, sırsız aynaların sırrına?
Kulaklarıma sağır sesler peydahladım
Beni susarken bölme!
Az daha doğduğumuz öykü de ayaküstü ölüverecektik;
Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha…
Dipsizliğinde dibi tutarmış sandık, sanma oyunlarımızda
Meğer suskunluğumun dibi karaymış
Ben kuyu sanmışım
Ben susarken bölme!
Merhemine biraz Ağrı sür biraz Toros
Yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi
Duru durdurmaya duramıyor, durak sandığımda köprüleri
Oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi
Saçlarını sakladığın rüzgarı biraz savursan
Açılmayacaktı bu kıyı şeridinden
Zulamdaki sardunya suskuları
Beni susarken bölme!
Ellerin büyükken ellerimden
Hangi coğrafyama sakladın, mendilleşen parmaklarındaki yaşları?
Bana do minör bağırma
Uslu bir su kuşuyken bünyemde
Verdiğin geçici rahatsızlık için, ömür dilerim senden sadece!
Ben sana ne yaptımların kaldı bak
Bu ucube caddelerde
Susmanın onaylamak olduğunu hatırlattığın bir gecede
Beni susarken bölme!!!
4. Betonlar Soğudu
biz ölürken siz yoldaydınız
bağıracak kadar yaşayanlar oldu
duymadınız
gözlerimize tozlar doldu
görseniz ağlardınız
şimdi dar karanlık bir yerdeyiz
betonlar soğudu
gelmediniz
5. Bulmaca
bir şehri gömüp yüreğine
gittin
hırsız adımların kaldı geride
seni bulmaca oynuyorum
6. Düş Kavuran
Gittiğine inansam dönmeni beklerdim
Köhne gemiler geçiyor içimden
Hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam
Ardında sen
Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum
Bilmem
Sen mi erken demir alıyorsun
Ben mi geç kalıyorum
Ellerimi bıraktığın yerden
Çığlar yuvarlanıyor ta şurama
Her gece fırlatıp denizlere
Yitirilmiş tebessumleri
bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum
çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla
yolcusuz yollara döndüm
alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası
fırtınalar kopuyor demişsin
yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde
oysa ben
bin mevsim sana fırtınalandım
sen bilmedin
gittiğine inansam dönmeni beklerdim
7. Düş'tüm
"Düş'tüm", dedim
Hayir dedi kesince.
Düş olsan fark etmezdim seni..
Sevgim sana güc veriyor mu diye sordum.
Başini cevirdi yüzünde kalmamiş takatle
Hayır dedi inatla
Öyle olsa,
yıkılmazdim her "seni seviyorum" deyişinde...
"Özledin mi beni" dedim.
Sustu
Nefesini en derinden aldi ve
"Özlenmez mi" dedi
Git dedim
Gitti...
Sen kaldikca genişliyor bu dünya
ve ben kayboluyorum ucsuz bucaksizliginda
Hayir dedi , sertce
Gidersem, kahraman olurum
Kalirsam senin...
Küserim dedim,
kırılgan cocuklugumun siteminde.
Hayir, dedi,gülerek...
Küsmek,susmayi göze almaktir
Ama sen korkarsin kendi sessizliginden ve susamazsin
Gel dedim o zaman
Sesim fısıltı gürültüsünde
Gel...
Durdu
Hayır dedi
Gelirsem Biter Aşk..
8. Gece Geçilen Şiirler Işık Seli Gibidir
acilar büyütülerek unutulur sevdigim
yüzünden kopunca bir buzul çiglik
ellerin buz tutmuş iki yarim şarki olur
ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş birakirim sana
beni adresime sorsun esmer bakişlarin
dönsen de bulamazsin nasilsa gitsen de
kentlerden sakindigim bekçi duruşlarimi ara
emaresi boldur sokaklarin
sol omuz başimdaki kokundan yakalanirim
sokul ki geceme avuçlarin islanmasin
saat başlarini beş geçer yelkovanin
senle zamansizim amansizim
senle büyük susarim
kendime yenilirim her kavgada
sonra koca agiz bir çocuk olurum
bütün trabzanlardan kayarim
bütün köprülerden sarkarim
yüzüm kente sürülür
içime sesin kaçar
ben seni aglarim
alişmak ölümdür
sanki hiç ölmedik
tanrinin gögsümüze taktigi bir nişandir ölüm
teneşirlere yatiriliyor şimdi ellerim
sana uzanmaktan yargiliyim
hirçin bir iklimin sir girdabisin
seni anlamak kendine çelmeler takmaktir
ve kendini affetmesidir her seferinde
(bazen beni affedebiliyorum istanbul)
zehir yüklü bir mektup var
dalgakiranlarimda parçali bulutlu durur
sana kent şiirleri biriktirdigim bir gecede
çok eşli bir yagmur başlar
kentin en dövüşçü çocuklari aglar
bilirim dişarida yagmur varsa
sen içinde agliyorsundur
aglama ki gülmesinler bize
bak sen seviyorsun diye var sonbahar
her mevsim gelişine söz veriyor
saçlarina fisildiyor
saçlarina
bana bir pencere bile açmadigin saçlarina
sensizlige alişmak bir bozgun agirlamaktir içinde biliyorum
örtülerine unutma beni çiçekleri takiyorum
şimdi yaşama hakkim sana
gel de yagmurumdan iç
seni seviyorum
9. Git
Şimdi gidiyorsun
Git
Oysa senden tek bir damla istemiştim
Sana kocaman bir deniz sunmak için
Şimdi gidiyorsun
Git
Ne zaman başladı bu hikaye
Anımsamak zor
Gençtim
Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım
Komazdı öyle üç-beş nöbetleri
Geceler içimi acıtmazdı böyle
Bir insan bu kadar eksilebilir mi
Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
Bu şehrin biryerlerinde
Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin
O adam bendim unuttun mu
Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
Seni unutamadı
İşin kolayına kaçmadım
Uğruna ölmedim yani
Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
Sen bunu da bilmedin
Ben bir bakışına bin anlam yükledim
Sen aşka kestirmeden gittin
Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
Şimdi gidiyorsun
Git
Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
Bütün ışıklarımı söndürüyorsun
Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
Yazıklar olsun yazıklar olsun
Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor
Hani sen sevdiğini
Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin
Uzun lafın kısası yoktur
Anlatacağım çok şey var
Hoyrat bir rüzgar gibi geldin
Aklımı hayatımı dağıttın
Şimdi gidiyorsun
Git
Daha ayrılığa bile çarpmadan
Aşk bize döndü
Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
Ama sana dokunmak da yasak bana
Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
Sen var ya sen
Allah kahretsin
Yani şimdi
Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
Yani şimdi başkaları mı sevecek seni
Ben saçlarını okşadığım zaman
Ellerin öksüz kalırdı
Şimdi gidiyorsun git
10. Hafıza Ayıpları
Kendinden başka herkese benzersin
Gecelerime bulaşıcı nöbetler kamçılarsın
Fiilini rüzgar torbasında taşıyan
Saçlarını en çok rüzgara satan kız
Saçlarından saçılan saçmalarla mı vurdun adımızı
Serinine sakladım bak sancılı ve
kemirgen kelime oyunlarını
Hangimizin bu ayıp aranıyorlar
Benim bu hafıza ayıpları
Dilinde çelmeler taşıyanlara
Ölüşü bileyli sıtma iti gibiydi duruşun
Aynada görünmeyen neyse oydu
Sonra görünenleri de oydu
Belki bir köprü dibi ekşisi kaldı gerimde
Sıktım sıyrıldı kanıyor
Yarama kabuk hazırlar mısın?
Yüzümde sırıtan tedavi yöntemleri
Kınında bir nekahat evresi
Benim bu hafıza ayıpları
Ayrılık gölgelerinin nevrotik bahçe gülü kalesi bu
Surlu katillerin urlu beyinlerin de yıkılası
Ciğerine öfkeli anne bakışı saplanırken
Eklem yerlerinden kırdın bak şiiri
Ekmeyecek hiçbir dil
Başına yıkılası argümanları
Benim bu hafıza ayıpları
Şemsiyesi kırık gözlerini kayıpladım
O kimse, kimse duymadı hatırlamadı ağlamadı
Ama ben öptüm başından aşağı kaynar surları
Kımıltısız iklimlere tüneyen suskunluğumun kuşları
Benim bu hafıza ayıpları
Gökler üzerine saçlarım dökülürken
Zulamda tıkış tıkış küskünlükler
Kundaklanmış yalpalı voltalar
Dillere dolanmış dikenli teller
Konuşunca kanayan suskunluklar
Beynim hor kullanılmış idare lambası
Nezaketle karışık hırsızlama yapma gözüm
Benim bu hafıza ayıpları
11. Hemen Gitme
Unutmuşum aşkta söylenenleri
Nasılsın'ı bile bir başkaydı
Hemen gitme
Böyle tenhalaşmışım ya
Durup halini hatrını soruyorum gölgemin
Sanki yüzgöz olmuşum hüzünlerle
Kalbim diyorum ellerim çıkıp geliyor
Kovamıyorumda
Hemen gitme
Sana bir yaprak kadar solgunum desem rüzgar çeler aklımı
Dallanıp budaklanır içimdeki boşluk
Bahara karın tokluğuna gelen ağaçlar gibi olurum
Hemen gitme bu kente bir sokak daha gelse
Söyle kim arar seni
Kırılır gülümsemelerin bir bir içime düşer ve
Bir gülü uyandırıp uygarlığından kırmızılığı ne kadar
Kim götürür seni
Ahh neydi ki suçum Gençliğimi ve terketmelerini kayırmaktan başka
Alıp başını gidiyorsun benden
Hemen gitme
Sana diyorum bi ağlasam üşüsem derin bir kuyu gibi
Omuzlarından başlayıp yıkılsam önüne
Utanır sevinçlerim insan içine çıkamayan toprak gibi olur
Hemen gitme
Anla beni ben bu yalnızlıkla geçinemem
Geçinemem terkedilmiş bir yürekle
Ama yinede sen sen herşeysin işte
Hayata açılan pencerem
Sevinçlerimi büyüten odalarım
Hemen gitme
Terkedilmiş evler gibi olurum
Hemen gitme.....
12. İyi Oldu Gelmediğin
Bu yol korkaklar için değildir
Bu sulardan her babayiğit içemez
Bu köprüden benim diyen geçemez, geçemez
İyi oldu gelmediğin, iyi oldu gelmediğin...
Yumuşak bir yürek gerek
Sevgi kadar derin gözler
İnançlı bir bilek gerek
İyi oldu gelmediğin, iyi oldu gelmediğin...
Sen okyanus mavisine uzaksın
Açılmadan yaşar gidersin, korkaksın
Benim için herkes gibi her yerdeki insansın.
İyi oldu gelmediğin, iyi oldu gelmediğin...
Alınmanı istemem, darılman üzer beni
Sana yalan söyleyemem, tabi hep sevdim seni.
Sende sığ suları, sende martıları,
Açık denizlerden habersiz balıkları,
Ortalama insanı, geçemeyeceğin köprüleri,
Düşleyemeyeceğin mavileri,
Sende korkaklığı sevdim, sevgisizliği sevdim
İyi oldu gelmediğin, iyi oldu gelmediğin...
13. Kabuksuz Yara
Daha kaç kez ölür insan
Adına aşk denen bu intiharda
Nasılsa her cinayete bir katil bulunur
Sesimin gülen yanına bir ölüm daha sus
Hiç gelmeyenin gidişine inanmışsın
Kendinle arandaki köprüleri atmışsın
Tutunacak bir dil aramışsın dilsizlik değil
İçine akşam kaçmış sonbaharlar'a uyanmışsın
Öldürülmüş yanlarına astığın nazalık
Ağır bir uykusuzluk geçirmekte
Günü geçmiş günler satmışsın günsüzlüğüne
Dön gel oruçlarından bir suskunluk borcun kalmış
Adressiz bir gün daha geçmiş kapından
Bir kendine harammış iyi yanın
Hiç bir silah kendini vurmaz
Bu yaradan sana kabuk çıkmaz
Ve daha kaç kez ölür insan
Adına aşk denen bu intiharda.....
14. Kendini Biriktirme Koleksiyoncusu
aşkı ayrılıklar yaşatır
hadi küs kendini ona
sonra kendi içine kus
bir şiir kana
dilinden susul
intihar kurgulu gözlerinde
kör bir uçurum var dalgın
gölgen kendine dargın
ona çığlığın çok ama
için kendinden yorgun
bir yağsan ıslanacaksın
kanamalı bir düşe
eski bir cinneti asacaksın
gece kara çalınca yüzüne
heybenden intihar çıkaracaksın
aşkı ayrılıklar yaşatır
kendini biriktirme
ayrılacaksın
15. Nevrotik Harman 7
adını delirdim yedi kez
plastik çiçekler suladım geri zekâmla
yüklemsiz yolculuk itiydim tasmalanmış sözlerin
adını delirdim yedi kez
gözüne kaç fırtına kaçtı böylesi bir gecede
asit sarısı bir gabardin gemi geçiyor
bak kaptanın içinden
huysuzlanıyorum bu deccalların suçlarını yutmaktan
adını delirdim yedi kez
kodum da oturmadı bu kamuflajlı yüz sana
zil zurna sayıklama sevdasındayım bu gece oh
adını delirdim yedi kez
hani sen azraili kokusundan tanırsın ya
kokumu yalatmam herkese dur
unutma geçmişi
acıkmıştı kadife kadınlar
o yüzden
adını 7